Ölümünün 18. yılında Rıfat Ilgaz’ı saygıyla anıyoruz...
“Ses ol, ışık ol, yumruk ol!”
Kalemini ezilenlerden yana kullanan, bu yolda sayısız eser veren, bundan dolayı hayatı boyunca devletin baskı ve zulmüne uğrayan Rıfat Ilgaz’ı 7 Temmuz 1993 tarihinde, yani 2 Temmuz katliamından beş gün sonra kaybettik. Ilgaz’ın yüreği mücadele arkadaşlarının hunharca katledilmesine dayanamadı.
1911 yılında Kastamonu’nun Cide ilçesinde doğan Ilgaz, Kastamonu Muallim Mektebi’ni bitirdikten sonra Gerede ve Akçakoca’da ilkokul öğretmenliği yaptı. Daha sonra vereme yakalandığı için tedavi için İstanbul’a geldi. 2. Paylaşım Savaşı’na denk gelen bu dönem edebi yaşamında son derece etkili oldu. Karartma Geceleri adlı ünlü eserini bu dönemin ürünüdür.
Ilgaz 1944 yılının Ocak ayında Sınıf adlı kitabıyla adliye ve hapishaneyle tanıştı. 6 ay hapis cezasına çarptırılan Ilgaz hapishaneden çıktıktan sonra öğretmenlikten atıldı. Sağlığı da oldukça bozulduğu için bir süre senatoryumda yatmak zorunda kaldı.
Bu dönemde yaşadılarını satırlara şöyle döktü:
“...Rikkat Hanım’dan 1949 yılında ayrıldım. Benim yüzümden işinden olmaması ve çocuklarımızın zarar görmemesi için anlaşarak ayrıldık. Öğretmenlikten çıkarılmıştım, iki de bir kovuşturmaya uğruyordum. Adım komüniste çıkmıştı. İzleniyordum. Yerim yurdum, ne olacağım belli değildi. Üstelik, verem gibi bulaşıcı bir hastalığım vardı. Bütün bunların eşime de zarar vereceğini, bir gün onun da işinden atılabileceğini düşünüyor, çocuklarım için de kaygılanıyordum. Ayrılmamız bundan oldu.”
Daha sonra oldukça popüler olan ‘Hababam Sınıfı’ adlı romanı 1966 yılında oyunlaştırıldı. ‘Hababam Sınıfı’ daha sonra Ertem Eğilmez tarafından filme çekildi. Ancak film romanın içerdiği bütün toplumsal eleştirilerinden arındırılmış ve eğlencelik bir komedi haline getirilmişti. Ilgaz filme yönelik tepkisini şöyle dile getirmekteydi: “Onlar, Hababam Sınıfı’nın özüne saygı gösterilerek çevrilmiş filmler değildi. İçeriği bakımından, tezi bakımından aykırı. Ben eğitimi eleştiririm. Kopyacılığı, ezberciliği... Senaryoyu yazanlar öğrenci velilerine başlıyorlar çıkışmaya. [...] Hemen dava açtım.”
Ilgaz 12 Eylül askeri darbesinden sonra, Yıldız Karayel romanını yazarken 28 Mayıs 1981 gecesi Cide’de gözaltına alındı. Gözleri bağlanarak zincirlenen yazar bir süre mezbahaneden bozma hapishaneye konuldu. Kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
2 Temmuz Sivas katliamında başta yakın arkadaşı Asım Bezirci olmak üzere birçok aydın ve sanatçının katledildiği haberine oldukça üzülen Ilgaz, katliamdan 5 gün sonra 7 Temmuz günü hayatını kaybetti. Ilgaz Zincirlikuyu Mezarlığı’nda Asım Bezirci’nin yanına defnedildi.
Ölümünün 18. yılında Rıfat Ilgaz’ı saygıyla anıyoruz.
Aydın mısın?
Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun?
Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol, ışık ol, yumruk ol!
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol!
Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alınteri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma, suçun senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabetik çocuk ol!
Yollar kesilmiş, alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol!
Rıfat Ilgaz
Teoman Öztürk anıldı
TMMOB’nin 1973-1980 yılları arasında başkanlığını yapan ve 11 Temmuz 1994’te yaşamını yitiren Teoman Öztürk ölümünün 17. yılında anıldı. Bu yıl Öztürk için ilk anma etkinliği Karşıyaka’daki anıt mezarı başında yapıldı.
Öztürk’ün ailesi, mücadele arkadaşları, TMMOB ve Oda yöneticileri ile çok sayıda TMMOB üyesinin katıldığı etkinlik saygı duruşu ile başladı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, anıt mezar başında Teoman Öztürk‘ün TMMOB Genel Kurullarındaki konuşmalarından alıntılar yaparak, TMMOB‘ye yönelik artan saldırılara karşı dik duruşta Teoman Öztürk zamanından gelen mücadele geleneğinin önemini vurguladı. Anıt mezar başında Öztürk‘ün arkadaşları Ali Açan, Arif Şentek, Ahmet Demirtaş ve Hüseyin Yeşil ile kızı Elif Öztürk de kısa birer konuşma yaptılar.
TTB’den Mulamahmutoğlu’na destek
Mardin’in Midyat ilçesinde hekimlik yapan ve “hekimlerin tutuklu ve hükümlüleri muayenelerinde hasta ve hekimin yalnız kalmasını önleyen” Üçlü Protokol nedeniyle hakkında dava açılan Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun ilk duruşması 27 Temmuz 2011’de Midyat’ta gerçekleştirilecek.
Aynı gün, 13.00-15.30 saatleri arasında “İnsan Hakları İhlalleri ve İyi Hekimlik: Tutuklu Muayeneleri ve Cezaevleri Örneği” başlıklı bir panel-forum yapılacak. Moderatörlüğünü Dr. Halis Yerlikaya ve Dr. Mehmet Demir’in birlikte yapacakları panelde Prof. Dr. Gürsoy “İnsan Hakları İhlalleri ve Hekimlik”, Dr. Metin Bakkalcı “Cezaevleri ve Hekimlik”, Dr. Naki Bulut “Üçlü Protokole Karşı Hekimlik Tutumu” ve Prof. Dr. Ümit Biçer de “Tutuklu Muayeneleri ve Hekimlerin Sorumlulukları” başlıklı sunumları gerçekleştirecekler.
|